Ülkemizde bir olgunun şiddet olarak nitelendirilebilmesi için yalnızca öldüresiye fiziksel şiddete maruz kalınması gerekse de esasında şiddetin türleri mevcut olup istisnasız herkesin en azından bu şiddet türlerinden en azından bir tanesine maruz kaldığını rahatlıkla söyleyebiliriz. -Şiddet türleri bilindiği kadarıyla fiziksel, psikolojik, ekonomik, cinsel, flört, dijital şiddet ve ısrarlı takip olarak türlere ayrılabilir.Yaşanan somut şiddet olaylarında da ekseriyetle şiddet türlerinin iç içe olduğu aşikardır.Şiddet asla başladığı yerde kalmamakta başta önlenmediği takdirde de bir kadının katledilmesiyle sona ermektedir.Ülkemizde yaşanan kadın cinayetlerine dairhadiselerden de bu durumun hiç şüphesiz bu şekilde gerçekleştiği apaçık ortadadır. -Ülkemizde şiddet mağduru olan yalnızca kadınlar mıdır?Elbette hayır , toplumsal bir sorunumuz olan şiddetten erkekler de ne yazık ki payını almaktadır.Kadının fiziksel olarak daha güçsüz olması, ezilmeye çalışılması bu yöndeki yasaların yetersizliği ve sonuç itibariyle kadınlarımızın korunamaması ekseriyetle kadına yönelikşiddetin daha fazla olmasına sebebiyet vermiştir. -Yaşanan şiddet türünün bir kadının öldürülmesi noktasına varmaması için sorunu kökünden çözmek elzemdir.Kadına yönelik şiddetin ve buna bağlı kadın cinayetlerinin durdurulamadığı ve giderek arttığı ülkemizde 2018 yılında 440 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 2019 yılında erkekler tarafından katledilen kadın sayısı 474’tü. Bu kadınların 114’ü kendi hayatlarına dair boşanma, arkadaşlık isteğini reddetme, ayrılma gibi karaları almak isterken öldürüldü. 27’si ekonomik bahanelerle öldürülürken 218 kadının neden öldürüldüğü tespit edilemedi. 115’i ise şüpheli ölüm olarak kayıtlara geçti. Bu kadınlar babaları, abileri, erkek kardeşleri, kocaları, enişteleri, sevgilileri ya da hiç tanımadıkları erkekler tarafından öldürüldü. -2023 yılında yaşanan kadın cinayetlerinden %10’undafaillerin adli sicil kayıtlarının olduğunu görüyoruz. Ne demek bu? Bu cinayetlerin başka bir suçtan suç kaydı olan, hüküm giymiş olan, cezaevinden izinli çıkmış olan failler tarafından gerçekleştirilmesi demek. Bu yıl Eylül ayında öldürülen Damla Dakım, ‘Kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan hükümlü olduğu açık cezaevinden izinli çıkan Neşet Güneş tarafından öldürüldü. 15 yıl önce kadın cinayeti işlemiş bir fail 7 yıl tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldı. Fail bu sefer evli olduğu Özlem Küçükyılmaz’ı ve annesi Nezife Çetingök’ü öldürdü. Fatoş Çetin’i bıçakladığı için cezaevine giren fail Mehmet Dinç, 4 ay sonra tahliye olup Fatoş Çetin’i bıçaklayarak öldürdü. Eylemsizlik ve indirimlerle dolu bir adalet sisteminden vazgeçilmeli ve kadınların korunduğu mekanizmalar etkin bir şekilde yürütülmelidir.Cezasızlık devam ettikçe, koruyucu ve önleyici tedbirler uygulanmadıkça kadın cinayetleri artmaya devam ediyor. -2024 Eylül ayında ise 34 kadın cinayete kurban gitti. *Adıyaman’da 26 yaşındaki 3 çocuk annesi Merve Daşcan, evli olduğu Ekrem Daşcan tarafından çocuklarının gözü önünde başından silahla vurularak öldürüldü. Fail aynı silahla intihar etti. *Hatay’da 40 yaşındaki R. Z. komşusu H. K. tarafından altınlarını çalmak için önce kaçırılıp daha sonra kafasına sopayla vurarak öldürüldü. Failin R. Z.’yi öldürdükten sonra yol kenarındaki kanala attığı öğrenildi. *Samsun’da 75 yaşındaki Naciye Y. evli olduğu alzheimer hastası Osman Y. tarafından başına keserle vurularak öldürüldü. *Aydın’da 29 yaşındaki Neriman Yükçü eskiden evli olduğu Eren Dildöken tarafından pompalı tüfekle vurularak öldürüldü. Failin daha önce de Neriman’a şiddet uyguladığı ve Neriman’ın fail hakkında şikayette bulunduğu öğrenildi. *İstanbul’da yaşayan Havva Kılıç evli olduğu Osman Kılıç tarafından boğularak öldürüldü. Fail daha sonra intihar etti. *Kayseri’de bir fabrikada çalışan, 3 çocuk annesi 43 yaşındaki Hatice Gül, eskiden birlikte olduğu Mustafa Bozkurt tarafından av tüfeğiyle öldürüldü. Hatice’nin tehdit ve ısrarlı takip sebebiyle fail hakkında şikayette bulunduğu, aldığı uzaklaştırma kararının ise Ağustos ayında bittiği öğrenildi. *Kocaeli’de 67 yaşındaki kanser hastası Dursine Canbazoğlu, evli olduğu emekli astsubay Erdoğan Canbazoğlu tarafından ateşli silahla öldürüldü. *Mersin’de çalıştıkları fabrikadan çıkan Feriye Gözüala ve arkadaşı Hamiyet G., Hamiyet’in eskiden birlikte olduğu Çetin Gençay tarafından ateşli silahla vuruldu. Feriye olay yerinde hayatını kaybetti. Hamiyet ise ağır yaralandı. Fail aynı silahla intihar etti. *Sakarya’da 35 yaşındaki 3 çocuk annesi Sehle Gündüz, işlettiği güzellik salonunda birlikte olduğu Serdar Sert tarafından ateşli silahla vuruldu. Kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. *İstanbul’da 27 yaşındaki Maia A. birlikte olduğu Mehmet E. tarafından otel odasında darp edilerek öldürüldü. *Konya’da bir masaj salonunda çalışan 4 çocuk annesi 30 yaşındaki Elif Ceren Arslan, eskiden birlikte olduğu Emrah Demirkıran tarafından kesici aletle öldürüldü. Failin olay anında uzaklaştırma kararı olduğu öğrenildi. *Konya’da 4 aydır kayıp olarak aranan 2 çocuk annesi 35 yaşındaki Çiğdem Eskidemirci, bir evin bahçesinde ölü bulundu. Gözaltına alınan şüphelilerden G. S. Çiğdem’i bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf etti. *Gaziantep’te 32 yaşındaki Hatice Rençber, arkadaşlarıyla buluşmak isteme bahanesiyle ateşli silahla babası İsmail Rençber tarafından öldürüldü. *İstanbul’da Aysel Yıldız, oğlu Ercan Yıldız tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Failin 2 gün Aysel’in cesediyle aynı evde yaşadığı öğrenildi. *Antalya’da 57 yaşındaki Fadim Temirhanoğulları, boşanma aşamasında olduğu ve hakkında uzaklaştıma kararı bulunan Savaş Temirhanoğulları tarafından ateşli silahla öldürüldü. *Ankara’da bir pizzacıda çalışan 4 çocuk annesi, 44 yaşındaki Döne Bozdemir, boşanma aşamasında olduğu Cafer Bozdemir tarafından metro istasyonunda sırtından vurularak öldürüldü. Failin bir çok kez Döne’ye şiddet uyguladığı Döne’nin ise fail hakkında uzaklaştırma kararı ve elektronik kelepçe tedbiri çıkarttığı öğrenildi. Failin tedbir kararını ihlal ettiği ve zorlama hapsi verildiği fakat uygulanmadığı belirtildi. *İstanbul’da bir evde bakıcı olarak çalışan Zebinisio Dayıyovara, birlikte olduğu Musa G. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. *İstanbul’da V. E., kayınvalidesi ve kayınpederiyle birlikte yaşamak istememesi bahanesiyle evli olduğu C. E. tarafından bıçaklanarak öldürüldü. *Ocak ayında Eskişehir’de evinde şüpheli bir şekildeölü bulunan Safinaz Ayten’i öldürüp, gasp edenin Mehmet U. olduğu ortaya çıktı. Failin müebbet hapis cezası istendi. *Diyarbakır’da Sudenaz U., evine gasp için giren Ali Aküzüm ve İlyas Uçak tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Failler Sudenaz’ın ev arkadaşı G.’yi de yaraladı. Cinayeti işleyen failler sonrasında evi yağmaladı. Failler cezaevinde gönderildi. *Kırklareli’nde 38 yaşındaki Ebru G., oğlu U.G. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.Fail tutuklandı. *Aksaray’da iki çocuk annesi 26 yaşındaki Fadimana Ok, boşanma aşamasında olduğu Recep Ok tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.Faili Fadima!nın babası öldürdü. *Aydın’da 33 yaşındaki iki çocuk annesi Ebru Öcal, eskiden birlikte olduğu Cihan Kaman tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Dail olayın ardından intihar etti. *Manisa’da 39 yaşındaki iki çocuk annesi Seda Eller, boşanma aşamasında olduğu ve uzaklaştırma kararı bulunan Gökhan Eller tarafından boğularak öldürüldü. Fail tutuklandı. *İzmir’de 42 yaşındaki Berin Yılmaz, eskiden birlikte olduğu Serdal Çelik tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti. *Kahramanmaraş’ta 21 yaşındaki Yaren Küçük, birlikte olduğu Yusuf Bektaş tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti. *Malatya’da 37 yaşındaki üç çocuk annesi Nuran Karayiğit, boşanma aşamasında olduğu Recep Karayiğit tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail yakalandı. *İzmir’de 32 yaşındaki Esin Karabıyık, boşanma aşamasında olduğu Özkan Karabıyık tarafından bıçaklanmıştı. Fail Ebru Duvarı da öldürmüştü. Olaydan 29 gün sonra Esin yaşam mücadelesini kaybetti. Fail olayın ardından intihar etmişti. *Hatay’da 34 yaşındaki beş çocuk annesi Ayşe Koçak, evli olduğu Yusuf Koçak tarafından bıçaklanarak öldürüldü.Fail hala yakalanamadı. *Adıyaman’da dört çocuk annesi Zehra Kılavuz, evli olduğu Erdem Kılavuz tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti. *Afyon’da üç çocuk annesi Satı Aktan, evli olduğu Seydi Aktan tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti. *Kars’ta 18 yaşındaki Sıla M.,, evli olduğu Dila M. tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail yakalandı. *Antalya’da 50 yaşındaki Gülfer Öter, evli olduğu Süleyman Öter tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü. Fail olayın ardından intihar etti. *Karabük’te 72 yaşındaki Gülsiye Ortakcı, akrabası Hüseyin Ortakcı tarafından ateşli silahla vurularak öldürüldü.Fail olayın ardından intihar etti. -Bu bakımdan kadınlar için hayati bir öneme sahip olan İstanbul Sözleşmesi diğer adıyla Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi 11 Mayıs 2011’de İstanbul’da gerçekleşen Avrupa Konseyi Bakanlar Kurulu toplantısında ilk imzayı Türkiye’nin atmasıyla beraber 2014’ten beri yürürlüktedir. İstanbul Sözleşmesi kadınlara yönelik şiddeti en kapsamlı biçimde ele alan uluslararası bir anlaşmadır. Söz konusu sözleşme şiddetin önlenmesinin yanı sıra toplumun tüm bireylerinin özellikle erkeklerin ve erkek çocuklarının kadına olan bakış açılarını olumlu yönde değiştirmeyi amaçlamıştır. -İstanbul Sözleşmesi’nin amaçları kadınları her türlü şiddete karşı korumak, kadına karşı her türlü ayrımcılığı ortadan kaldırmak, şiddet mağdurlarını korumak için gerekli politika ve tedbirleri tasarlamak ve bu doğrultuda gerekli uluslararası iş birliğini yaygınlaştırmak ve kolluk kuvvetleriyle diğer kuruluşların etkili bir biçimde iş birliği yapmalarına yardım ve destek sağlamaktır. Söz konusu sözleşme kadınların kamu ya da özel alan fark etmeksizin yaşama hakkını yaygınlaştırmayı ve bunu gerçekleştirmek için gerekli yasal ve diğer tedbirlerin alınmasını öngörür. Dolayısıyla taraf devletlere birtakım yükümlülükler düşmektedir. İlk olarak devlet, toplumda kadına yönelik tutumun ve cinsiyetlere yüklenen klişelerin değiştirilmesine yönelik farkındalık yaratmak adına başta eğitim olmak üzere sosyal hayatın her alanında faaliyetlerde bulunmalıdır. Sözleşmenin 12.maddesine göre taraflar, başta gençler ve erkekler olmak üzere toplumun tümünün sözleşmeye katkıda bulunmasını teşvik etmeye yönelik tedbirleri almalıdır.Yine sözleşmeye göre taraflarher türlü şiddet olayıyla ilgili istatiksel veriyi düzenli aralıklarla toplayacaklardır. Cezaların ve alınan tedbirlerin etkililiğini arttırmak üzere şiddet olaylarıyla ilgili araştırmaları destekleyeceklerdir. Burada akıllara gelen soru hiç şüphesiz İstanbul Sözleşmesi’ni imzalayan bir devletin kadın cinayetlerini neden durduramadığı olacaktır. -Sözleşmeyi imzaladıktan sonra asıl önemli nokta sözleşmeyi iç hukuka yansıtabilmektir.Bu doğrultuda 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun kabul edilmiştir.Kanun şiddete uğrayan kadını korumanın yanı sıra şiddet uygulayan kişiyi rehabilite etmeyi de amaçlar.Kanun kapsamında alınan tedbirler arasında şiddet mağduru kadına barınacak güvenli bir yer sağlamak en acil olanıdır. Burada asıl amaç mağdur ile şiddet uygulayan kişi arasındaki ilişkiyi olabildiğince hızlı bir şekilde kesmektir. Alınması gereken diğer tedbirse şiddet mağduru kadının ekonomik ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.Ekonomik açıdan bir dayanağı olmayan kadın şiddet uygulayan eşiyle aynı eve girmek mecburiyetinde kalacaktır. Bu, söz konusu Kanun’un 17. maddesinde düzenlenmiştir ve hakim asgari ücretin belli bir oranında hükmeder.Ekonomik desteğin yanında psikolojik bir desteğin verilmesi de öngörülmüştür. Buna göre şiddet mağduru kadının hayatını yeniden kurabilmesi için danışmanlık hizmeti sağlanmalıdır. Bu tedbirlerin yanı sıra iş yerinin değiştirilmesi, ayrı yerleşim yeri belirlenmesi gibi bir takım koruyucu tedbirler söz konusudur. Her ne kadar kadına yönelik şiddeti önlemeye yönelik bir kanun çıkarılmış olsa da ne yazık ki yıllardır artarak devam eden kadına yönelik şiddete ve kadın cinayetlerine engel olunabildiğini söylemek güçtür. -Devlet kadın cinayetlerinde din, töre, namus, kültür, gelenek gibi kavramları gerekçe olarak kabul etmemelidir. Bu durum 5237 sayılı Türk Ceza kanunda 82/k’de töre saikiyle insan öldürme suçu olarak düzenlenmiştir.Töre saikiyle işlenen cinayetlerde TCK m. 29’daki haksız tahrik hükümleri uygulanmaz ve fail ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak ‘namus’ cinayetlerinde durum daha farklıdır ve haksız tahrik indirimi bu durumlarda uygulanır. Burada asıl sorun töre saikiyle işlenen suçlarda uygulanmayan TCK m. 29’un namus saikiyle işlenen suçlarda uygulanıyor olmasıdır.Namus cinayetlerinin töre cinayeti sayılıp sayılamayacağında bir belirsizlik söz konusudur.Ancak ister töre kuralları neticesinde ister namus bahanesiyle işlensin kadın cinayetlerinde fail haksız tahrik indiriminden yararlanamamalıdır. -Okuduğumuzda, haberlerde izlediğimizde yüreklerimizi sızlatan kadın cinayetlerinin faillerinin TCK m. 62 kapsamında iyi hal indiriminden yararlanması kamu vicdanını derinden yaralayan bir durumdur. Dolayısıylakadın cinayetlerinin önüne geçilmesi Türk Ceza Kanununda yapılacak bir değişiklikle mümkündür. Kadın cinayetlerinde iyi hal ve haksız tahrik indirimleri kaldırılmalıdır. -Hiçbir sebep kadın cinayetlerini meşrulaştırmamalıdır.Teori ile pratik arasındaki fark açıldıkça da hukuka aykırılıklar o denli artmaktadırve artacaktır.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.